Şener Üşümezsoy'dan Önemli Uyarı: Sındırgı Depremi ve İstanbul'daki Riski Değerlendirdi!
Balıkesir'de 10 Ağustos'ta gerçekleşen depremin ardından Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Simav için uyarılarda bulundu. 23 Nisan 2025'te İstanbul'daki depremleri önceden bildiren Üşümezsoy, şimdi de Simav fay hattındaki potansiyel tehlikeyi gündeme taşıdı.

10 Ağustos 2025 tarihinde Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un uzun süredir yaptığı uyarıların ne kadar geçerli olduğunu bir kez daha kanıtladı. Tanınmış jeolog, Simav fay hattındaki potansiyel tehlikelere dikkat çekerek, daha önce 23 Nisan 2025'te İstanbul Silivri'de yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin de önceden tahmin edebileceğini ifade etmişti.
10 Ağustos 2025 tarihinde Sındırgı'da yaşanan depremin ardından, Üşümezsoy özel bir açıklama yaparak depremin meydana geldiği fay hattı ve bölgedeki jeolojik yapının kapsamlı bir analizini sundu. 2011 yılında Simav'da gerçekleşen deprem sonrasında yürüttüğü arazi araştırmalarına ve hazırladığı raporlara atıfta bulunarak, “Sındırgı'da yaşanan deprem sonrasında bu fay hattındaki potansiyeli daha sakin bir şekilde inceliyoruz," ifadelerini kullandı.
Üşümezsoy'un Açıklamalarının Temel Noktaları:
Sındırgı ve Simav Fay Hatları: Üşümezsoy, Sındırgı depreminin Simav fay hattının doğuya uzanan bir bölümünde meydana geldiğini belirterek, bu hattın 15 kilometrelik kısmının kırılması neticesinde 6.2 büyüklüğündeki bir depremin ortaya çıktığını ifade etti. Ancak, bu durumun tüm hattaki stresin boşaltılmadığını vurguladı.
70 Kilometrelik Suskun Alan: Üşümezsoy, Sındırgı depreminin ardından Simav ile Sındırgı arasında hâlâ 70 kilometre uzunluğunda bir fay hattı potansiyelinin mevcut olduğunu, bu alanın 30-40 kilometrelik kısmının 1965 yılında yaşanan 6.5 büyüklüğündeki Demircili depremi sırasında kırıldığını, dolayısıyla geriye kalan 30-40 kilometrekarelik bölümde hâlâ risk bulunduğunu açıkladı.
Jeolojik Yapı ve Deprem Mekanizması: Menderes masifinin yükselmesiyle oluşan jeolojik yapıyı 'kavun' benzetmesiyle aktaran Üşümezsoy, Simav'ın kavunun iç çekirdeğine benzer bir yükseklikte olduğunu, Sındırgı'nın ise "Ophiolitic Kayalar" üzerinde oluşan bir fay yapısıyla geliştiğini ifade etti. Bu durumun, Simav fayının çok daha aktif ve yüksek atım potansiyeline sahip olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Tarihsel Süreklilik ve Önceki Çalışmalar: Üşümezsoy, 1980'lerden beri Nejat Konak ile bu bölgede birlikte çalışmalar yürüttüklerini ve 1999'daki depremin ardından Ege Bölgesi'ndeki depremselliği anlama noktasında bu fay yapısının önemli bir anahtar olduğunu keşfettiklerini bildirdi. 2011 Simav depreminin ardından 5 cm'lik bir atım gözlemleyerek, 6.1-6.2 büyüklüğünde bir depremin yaşanabileceğini ifade etti.
İstanbul Depremi Tahmini: 23 Nisan 2025'te İstanbul Silivri'de meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi de önceden öngördüğünü belirten Üşümezsoy, jeolojik analizlere dayanan bu tahminlerin rastlantı olmadığını, uzun yıllara dayanan bilimsel çalışmaların bir sonucu olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un yapmış olduğu bu açıklamalar, Marmara ve Ege bölgelerindeki deprem riski ile ilgili bilimsel verilerle desteklenen dikkat çekici bir uyarı sunmaktadır. Bölgedeki halkın ve yetkililerin jeolojik gerçeklere dikkat ederek gerekli önlemleri alması son derece önemlidir.